23 Temmuz 2018 Pazartesi

Maus (Soykırımın Çizgiromanı)

    Soykırım, hayli çetrefilli bir konu. İnsanlık tarihinin, en karanlık ve en derin iz bırakan ürünü. Evet, insalık tarihi, yani bizim tarihimiz, keşfedebildiğimiz ve tanımlayabildiğimiz bütün canlılar içerisinde, bizce, en karmaşık, en üretken, en devingen ve birçok yönüyle en acımasız tarih. Farklı toplulukların (ırk, kabile, millet, imparatorluk vs.) birbirlerine yaptığı zulümlerin en ağırıdır soykırım. Fakat bu toplulukların adına ve dünyadaki konumlarına göre de kiminin yaptığı soykırım, soykırımdan sayılmazken, kimin yapmadığı soykırım da soykırım olarak tanımlanmaya çalışılır.  İşte bu yüzden çetrefilli hale gelir soykırım konusu.

    Yahudi soykırımı, Nazi kafalı zihinler haricinde dünyada herkesçe gerçekliği kabul görmüş bir tarihi lekedir. İsrail'in halihazırdaki devlet politikasından bağımsız bir şekilde nereye kadar ne kadar üzerine konuşulabileceği tartışma konusu olsa da şu bir gerçektir ki vicdanı olan her birey bu soykırım esnasında yaşananları her zerresiyle lanetlemelidir.

Art Spiegelman
    Babası en kötü namlı ve en zorlu Yahudi toplama kampı olan Auschwitz'den sağ çıkabilmiş nadir yahudilerden biri olan Art Spiegelman adlı dünyaca ünlü çizgi roman sanatçısının, milletinin ve ailesinin tarihi ile yüzleşirken bir yandan da bugünü ile hesaplaşmasının eseri olan Maus - Hayatta Kalanın Öyküsü, baştan sona çok gerçek ve çok sert. Kapağındaki gamalı haç ve kedi olarak resmedilmiş hitlerin önündeki iki çaresiz fare imgesi nasıl bir zıtlık taşıyorsa eserin içeriği ile çizgisel anlatımdaki bazı tercihler de o kadar zıtlık taşıyor. Çizgiler sade ve sert, bununla birlikte içeriğe uygun olabilecek şekilde hayli karanlık. 

    Yahudi soykırımı hakkında günümüzde sayısız belgesel ve kitap var. Edebiyat ve sinemada da bir çok eser var. En bilineni ve akla ilk geleni tabii ki Schindler's List, fakat Maus, daha eski olup Schindler's List'ten çok daha çarpıcı bir etki bırakıyor bünyede. Hem anlatımda hem de çizgilerde yerleştirilen ince detaylarla soykırımın tam içinde buluyorsunuz kendinizi. Spiegelman, hiç duygu sömürüsü yapmadan babasının soykırım esnasında yaşadıklarını çok net bir biçimde aktarıyor. Bunun yanı sıra, babasıyla ilişkisini de gözler önüne serip onunla da hesaplaşıyor. Soykırımı yaşamanın ve soykırımdan sağ çıkmanın bedelini de okuyoruz yer yer.



    Okumaya başladığınızda, dışarıdan bir mani olmadıkça bu uzun çizgiromanı elinizden bırakamayacaksınız. Aldığı ödülleri sonuna kadar hakeden bu eseri kitaplığınızdaki en güzel yere koymanızı ve arada bir tekrar okumanızı tavsiye ederim.

        Bazı çizgi romanlar, çizgi romanlar hakkında bilgisi olmayıp halihazırda çizgiromanları çocuk veya ergen meşgalesi olarak gören bünyeleri dumura uğratır. Tabi tenezzül edip bir göz atarlarsa. Maus bu çizgiromanların en güzel örneklerinden.