Bazı kitaplar edebiyatın gerçekten de uçsuz bucaksız imkanlara sahip olduğunu ve bu imkanların sadece birileri tarafından keşfedilmesi için beklediğini anlamanızı sağlar. Bu anlar, tahmin edersiniz ki, keşfedilen bu olanaklardan birinin yansıdığı sayfalara sahip bir kitabı okuduğunuz anlardır. Edebiyatın her türünü seven biriyim. Klasikleri okuduğumda nasıl etkilenirsem iyi bir bilimkurgu eserini okuduğumda da en az o kadar etkilenirim. Herhangi bir türü dışlayan bir okurun, koskoca bir düşünce evrenini kaybettiğine inanıyorum.
Roger Zelazny'nin Işık Tanrısı'nı okumak, işte bu bahsettiğim uçsuz bucaksız imkanlardan birinin keşfidir. R.Zelazny'nin "İstendiğinde bilimkurgu istendiğinde fantastik roman olarak okunabilecek şekilde yazıldı." dediği Işık Tanrısı'nı okumamak, bu iki türün de en iyi örneklerinden biri sayılabilecek bir edebiyat eserini ıskalamak demektir.
Işık Tanrısı, okuyucusundan emek ve yüksek konsantrasyon talep ediyor. Hint Mitolojisi üzerine kurulu karakter yelpazesi, Budizm'den hayli fazla esinlenen düşünsel içeriği, teokratik ve hatta kapitalist rejimlerin eleştirisini yapan siyasi kurgusu, aksiyon ve macera kısmında dahi düşünsel derinlikten ödün vermeyen diliyle öylesine okuyup geçebileceğiniz bir kitap olmadığını söylüyor her sayfada. Ayrıca çizgisel olmayan anlatıma da sahip Işık Tanrısı. Kitabın yarısına yakın yer ayrılan bir geçmiş zaman dilimi var. Romana büyük bir katkısı olduğunu ifade etmeliyim. Özellikle giriş kısmından sonra bu geçmişi anlatan kısma başladığımda büyük bir haz aldığımı söyleyeyim. Birçok bilimkurgu ya da fantastik eserde sadece söylentileri kalmış ama okuyucuda büyük merak uyandıran efsanevi geçmiş zamanlar vardır. Yüzüklerin Efendisi'nde bu efsanelere çok rastlanır. Tolkien bu efsaneleri anlatan birçok eser yazmış ve yarattığı mitolojiyi beslemiştir. Nice harika eser böyle bir derinliğe ulaşma şansına erişemiyor. Zelazny bu derinliği aynı kitapta sunma başarısını da gösteriyor.
Işık Tanrısı kesinlikle tek seferde okunarak tadına varılabilecek bir kitap değil. Ben ilk kez okudum. Sanırım belirli aralıklarla tekrar tekrar okuyacağım kitaplarıma bir yenisi daha eklendi. Roger Zelazny, 10 ciltlik Amber Yıllıkları aldı fantastik serisi ile bilinir esasen. Okumadığım fakat okumadığım için de çok şey kaçırdığımı hissettiğim bir seri Amber Yıllıkları. Okursam burada bahsi geçecektir.
Işık Tanrısı'na tekrar dönersek, kitabı bitirdiğimde Arthur C. Clarke'ın "Yeterince gelişmiş bir teknoloji, büyüden ayırt edilemez." sözü zihnimde yankılanıyordu.
NOT: İthaki'nin Bilimkurgu Klasikleri Serisi'ne dahil ederek yayınladığı Işık Tanrısı'nın George R.R. Martin'in R.Zelazny ile ahbaplığı üzerinden şahsi şovunu yaptığı son söz ile de hayal kırıklığı yaşadım. Aynı seri altında yayınlanan ve burada Kaplan!Kaplan! için Neil Gaiman'ın yazdığı son sözü aradı gözlerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder