Yerli çizgi romanlarımızda "bizden" süper kahramanlarımızı pek göremezsiniz. Nadiren de olsa bir kaç girişim var. Fakat ABD çizgi roman alemindeki gibi süper hahramanlar, Türkiye'de bırakın baskın olmayı, yaygın dahi değil. Bunun ekonomik ve sosyolojik sebeplerinin tespiti ve açıklaması işin uzmanlarına düşer. Tabi herkes gibi benim de kendimce fikirlerim olsa da, bu fikirler bu yazının konusu değil.
Bizim kahramanlarımız genellikle mizah dergilerinin uzun soluklu maceralarında yaşar. Bizdendir. Bu kahramanların maceraları, ışın saçan, binaları deviren, görünmez olan, zihin okuyan vs süper kahramanlardan daha çok ilgi çeker. Amerika'da tayt ya da pelerin giymiş bir süper kahraman, gayet varolabilir gözükürken, bizim memlekette, böyle bir kahraman en hafif tabiriyle saçmalık olarak algılanır.
Bizim kahramanlarımız genellikle mizah dergilerinin uzun soluklu maceralarında yaşar. Bizdendir. Bu kahramanların maceraları, ışın saçan, binaları deviren, görünmez olan, zihin okuyan vs süper kahramanlardan daha çok ilgi çeker. Amerika'da tayt ya da pelerin giymiş bir süper kahraman, gayet varolabilir gözükürken, bizim memlekette, böyle bir kahraman en hafif tabiriyle saçmalık olarak algılanır.
Netice itibarıyla, bu ülkedeki yerli çizgi roman anlayışı, daha çok "alternatif çizgi roman" anlayışına yakın bir tonda kendini gösterdi. Son yıllarda süper kahramanların yanı sıra seri şekilde yerli ve yabancı alternatif çizgi romanlar yayınlandı. Devamı da olduğuna göre okuyucunun ilgisini çekmiş görünüyor. Üstelik bu alternatif çizgi romanlar, tahmin edersiniz ki daha çok yetişkin içerikli çizgi romanlar. Bahsedeceğim çizgi roman her ne kadar masalları konu etse de tam manasıyla bir yetişkin çizgi romanı. Yine Karakarga yayınlarının bir lütfu ile karşı karşıyayız. 1991 yılında Şekip Davaz'ın tamamladığı ve arşivine kaldırdığı bu çalışmanın 2017 yılında neden ve nasıl basıldığını merak ettim doğrusu. Her ne sebeple olursa olsun Kedo'yu okuyabildiğim için çok şanslı hissediyoum kendimi. Film noir havasını kendine has taramalarla okuyucunun iliğine işleten çizgilerden çok etilendim. Ardından çizgi romanı elime aldığım an, eserin kapağını görüp tanıtım yazısını okuduğum an hayal ettiğim yoğunlukta bir metinle de karşılaşınca çok mutlu oldum.
Şekip Davaz |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder