2 Temmuz 2019 Salı

Neşet Baba Cool İdi Babam İse Daha Cool İdi

       Ölüm yıl dönümünde, bir yazı ve bir çizimle rahmetli babamı bir de buradan anmak istedim. Kaldı ki babamı anmadığım bir gün bile yoktur.

                                              *                             *                              *
    "Iyy Türkü mü?" ve "Abi Türkü nedir ya?" diyenlerden misiniz? Ne kaçırdığınızın farkında değilsiniz demektir. Bu husus, bir özümüz, kültürümüz, bilmemnemiz meselesi değil. Sanatsal haz olarak çok büyük bir dünyayı ıska geçmeniz demektir.

    Türkü dünyasına girdiğinizde sevmediğiniz tınılar tabii ki de olacaktır. Lakin bütün Türkü dünyasını toptan reddetmek, kesinlikle büyük kayıptır. Amerika'daki yöresel bir folk şarkıcısını keşfetmek ya da tutkunu olmak "cool" görünebilir. Fakat kendi memleketinin folk sanatçısının tutkunu olmak, gerçekte çok daha "cool"dur. Çünkü o, seni anlatır. Kendinin farkında olmadığın bir "seni" anlatır sana.
    Neşet Ertaş, yaşamıyla da duruşuyla da müziğiyle de memleketimizin "cool" Türkücülerdendi. Sahne almadan viskisini, rakısını içerdi, ama bunaldığı için ceketini çıkarmadan evvel seyirciden izin de isterdi. Sahnesi inanılmazdı. Konser verdiği yer açık ya da kapalı da olsa sesi orayı sarar ve titretirdi. Onun asıl zenginliği çaldığı, söylediği ve yazdığı idi.
    Rahmetli babam da büyük bir Neşet Ertaş hayranıydı. Trabzonlu biri olarak kendi memleketinin sanatçıları kadar ve belki de onlardan daha çok hayrandı Neşet Ertaş'a.

    Ortaokul ve lise zamanlarında, Iron Maiden'dan Pentagram'a, Metallica'dan Apocalyptica'ya kadar klasik metal ile odamda bangır bangır yardırırken, bir gün olsun bu tarz müzik dinlediğim için kınamadı ya da dinlememe engel olmadı babam. En fazla "oğlum kıs biraz", demiştir haklı olarak. Bu yüzden babam da, arkadaşının doğum gününde hediye ettiği iki kasetlik Neşet Ertaş Türküleri Albümü'nü heyecanla bana getirip "hadi dinleyelim" dediğinde ben, biraz istemeden de olsa "tabi baba" dedim. Evet kaset. Bedava müziğe, ancak radyo ve televizyondan, o sırada çalan denk gelirse dinleyerek ulaşılabildiği zamanlar.
    Neyse, başladık dinlemeye. Neşet Ertaş, "cahildim dünyanın rengine kandım" dediği andan itibaren, artık Neşet Ertaş benim için de Neşet Baba'ydı. Ergenliğimin gönül sancılarını Metallica'dan çok Neşet Baba anlatmıştı bana.
    O gün şunu da anladım ki, asıl "cool" olan, metal müzikle bangırdayan cahil bir ergene, tek bir telkinde dahi bulunmadan Neşet Baba'yı sevdiren babamdır.
   Siz de babanıza bir kulak verin bakalım. Belki de yanı başınızdaki "cool" bir adamın farkında değilsinizdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder