Özellikle yakın zamanda yazılan fantastik eserlere karşı hep mesafeli duruyorum. Elflerin ve orkların cirit attığı aynı öyküleri okumak istemiyorum. Genel olarak orijinal ve başarılı bir şeyler okuma imkanı nadiren karşıma çıkıyor. Bu dediklerim Türkçe çevirisi olan ya da Türkçe üretilen eserler için geçerli. Yine de çabalar takdire değer. Fakat başarılı eserlerin azlığı sebebiyle - ki üretim de az zaten- dönüp dolaşıp aynı yazarların yeni bir şeyler yazmasını bekliyorum. Bu yerli ve yabancı isimler de edebiyatı kıyıdan köşeden takip edenlerin dahi aşina olduğu isimler. Bazen rastladığım bir fantastik eseri, bir heves ve umutla, bazı içerik belirtmeyen yorumlara aldanıp, süprizi de kaçmasın ve etkilenmeyeyim diye içeriğini araştırmadan alıveriyorum Çok nadiren böyle bir şey yaptığım için hayal kırıklığım da nadiren oluyor. Misal, hemen aklıma gelen ilk hayal kırıklığı, Gilbert Sinoué'nin kitabı Tanrı'nın Sessizliği olmuştu. Ne umdum ne buldumdan ziyade beklentisiz okumama rağmen beni hayli hayal kırıklığına uğratmıştı. Zor ve ağır mevzuların altına girerken gerekli özen gösterilmezse ya da becerilemezse böyle hayal kırıklıkları ortaya çıkıyor.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder