6 Nisan 2018 Cuma

Kül Dağı'ndaki Kütüphane (Mistik, Gotik ve Acımasız Bir Evren Kurgusu)

    Özellikle yakın zamanda yazılan fantastik eserlere karşı hep mesafeli duruyorum. Elflerin ve orkların cirit attığı aynı öyküleri okumak istemiyorum. Genel olarak orijinal ve başarılı bir şeyler okuma imkanı nadiren karşıma çıkıyor. Bu dediklerim Türkçe çevirisi olan ya da Türkçe üretilen eserler için geçerli. Yine de çabalar takdire değer. Fakat başarılı eserlerin azlığı sebebiyle - ki üretim de az zaten-  dönüp dolaşıp aynı yazarların yeni bir şeyler yazmasını bekliyorum. Bu yerli ve yabancı isimler de edebiyatı kıyıdan köşeden takip edenlerin dahi aşina olduğu isimler. Bazen rastladığım bir fantastik eseri, bir heves ve umutla, bazı içerik belirtmeyen yorumlara aldanıp, süprizi de kaçmasın ve etkilenmeyeyim diye içeriğini araştırmadan alıveriyorum  Çok nadiren böyle bir şey yaptığım için hayal kırıklığım da nadiren oluyor. Misal, hemen aklıma gelen ilk hayal kırıklığı, Gilbert Sinoué'nin kitabı Tanrı'nın Sessizliği olmuştu. Ne umdum ne buldumdan ziyade beklentisiz okumama rağmen beni hayli hayal kırıklığına uğratmıştı. Zor ve ağır mevzuların altına girerken gerekli özen gösterilmezse ya da becerilemezse böyle hayal kırıklıkları ortaya çıkıyor. 

    Neyse ki İthaki Yayınları'nın Türkçe'ye kazandırdığı Scot Hawkins'in Kül Dağı'ndaki Kütüphane adlı kitabı böyle bir hayal kırıklığı yaşatmadı. Öyle ki kitabı bitirdiğimde, devamının gelmesini,  bu hayli geniş ve derinlikli kurgu evrenin içinde ciltlerce dolaşmayı istedim. Bu evren çok sert. Bilinmezlerle, çaresizliklerle, kan ve vahşetle dolu olduğu gibi, umudu, sevgiyi ve inancı da tam merkezine koyuyor. Birbirinden enteresan karakterleri ve hayli girift kurgusuyla okuyucuyu birden bire olayların içine alıyor. İlk başlarda "ben ne okuyorum?" demeniz hayli büyük bir olasılık. Fakat sayfalar aktıkça taşlar yerine oturuyor ve hem de öyle bir oturuyor ki çok güzel kurgulanmış twistlerle harika bir final okuyucuyu bekliyor. Çeviri de akıcı olunca kitap elden düşmüyor. Kitabın son satırını okuduğunuzda devamının gelmesini çok isteyeceksiniz. Ama devamı gelecek mi hiçbir bilgim yok. Araştırmadım ve araştırmayacağım. Bir gün olur da devamı yazılırsa, birdenbire karşıma çıkmasını istiyorum.  Olur da devam kitabını bir gün elime alırsam ilk yapacağım şey güneşi selamlamak olacak. 

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder