28 Mayıs 2018 Pazartesi

Üç Gölge (Ebeveyn Olmak)

     Ebeveynler, çocuklarının kendilerini anlamadıklarını düşündüklerinde "Anne/baba olunca anlarsın!" ya da "Senin de çocuğun olunca anlarsın!" cümlelerini sarfederler. Evlatlar ise gerçekten de kendi evlatları olmadan, bu ifadenin ne demek olduğunu kavrayamazlar. Hassas olmak, sevgi dolu olmak, çocukları çok sevmek gibi karakter özelliklerine sahip olmanız, evlat sahibi olunca insanda uyanan hissiyatı kavrayabileceğiniz anlamına gelmez. Kimisi çocuk sahibi olmak istemez ve bununla da mutludur. Bu onun kötü ya da duygusuz biri olduğu anlamına gelmez. Hayat görüşü veya yaşam tercihi diyebileceğimiz bu durum bir eksiklik de değildir. İstediği halde çocuk sahibi olamayan talihsiz insanlar için ise bir eksikliktir. Çünkü bu isteğini karşılayamadan yaşamak zorunda kalacaklardır. Fakat çocuk sahibi olamayan insanların yanında da "Çocuksuz aile olmaz!" vb. ifadeler kullanmak (özellikle tuzlar kuruysa) en hafif tabiriyle ya cahillikten ya da kötü niyetten ileri gelen bir densizliktir. Öz evladı olamayanlar için evlat edinme de bir alternatiftir. Kan bağının eşsizliği, kıymetini bilenlerce eşsizdir. Bununla birlikte üvey avladı ile arasında birçok öz evlatla arasında kurmadığı ruhsal bağı kurabilen ebeveynler vardır. Bu paragrafı hiçbiryere bağlamayacağım. Çünkü bağlanacak ya da nihai bir sonuca varılabilecek bir konu değil. Bu konu üzerine düşünmeye başladığımda sadece böylesi çağrışımlı cümleler zinciri ile meşgul oluyorum. 

     Nihai sonuca varamasak da söylenecek derli toplu bir şeyler olamaz mı? Tabii ki olur. Ebeveyn olmak, aile olmak, evladını düşünmek, sevmek, korumak gibi duyguları işleyen hatta sorgulayan bir eser olan Cyril Pedrosa'nın Üç Gölge adlı muhteşem çizgi romanı, bu sonunun cevabı için iyi bir örnek. 
Cyril Pedrosa
   

      Fransız çizer, daha çok küçük yaşta çizer olmaya karar veriyor ve yolu Disney'e kadar varıyor.  Disney'de de Notre Dame’ın kamburu ve Hercules yapımlarında görev almış olmasının getirdiği endüstriyel tecrübenin yansımaları ile koyu bir Asterix hayranı olmasının etkilerini Üç Gölge adlı bu eserdeki çizgilerinde görüyoruz. Siyah-beyaz ile oluşturduğu dokular, gölgeler ve hatlar zaten hayranlık uyandırıcı. Perspektif algısı ve karakter anatomisinde ise Disney'in olumlu etkilerini görmek mümkün. İnternetten diğer eserlerine baktım ve umuyorum ki bir an önce bu diğer eserler de Türkçe'ye kazandırılır. Özellikle Portugal'ı çok merak ettim. Üç Gölge, Baobab Yayınları tarafından 2017 yılında yayınlandı. Aynı yayınevi, Cahiller adlı yine şahane çizgiromanı da yayınlamış ve burada bahsetmiştim. Alternatif bir çizgiroman yayınevi olma yolunda hızla ilerliyorlar. Takipteyim.

 

     Esere dönersek, masalsı bir anlatımın, huzur ve tatlı bir heyecan veren çizimlerle harmanlandığı anlatımda  yer yer  ruhumuza çizik atan acı gerçekliğin de karabasan etkisi yaratan çizimlerle şekillendiği bir öykü bu. Ebeveyn olmanın, belki de üstesinden gelinmesi gereken en büyük sorumluluğunun, evladın yaşam seyrine dair duyulan korkunun üstesinden gelmek olduğunu anlatan Üç Gölge, çizgiroman sanatının yüzaklarından biri. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder