26 Mart 2018 Pazartesi

Puslu Kıtalar Atlası (Romandan Çizgi Romana)


    Türk edebiyatının tür bakımından çeşitlilik gösteremediği aşikardır. Çabalar vardır. Bunlar çok güzel çabalardır. Kimisi sadece çaba olarak kalırken bazıları üst düzey işler olarak ortaya çıkar. İhsan Oktay Anar'ın ilk romanı Puslu Kıtalar Atlası, bu üst düzey işlerden biridir. Bir felsefeci olarak, tarih merakıyla fantastik bakış açısını mükemmel bir şekilde harmanlayarak, Puslu Kıtalar Atlası'nı Türk edebiyatına armağan etmiştir. İlk okuduğumda resmen kendimden geçmiştim. Aynı hafta ikinci kere okumuştum. Üniversite'de, arkadaşlarımla, kitabın inceleme ve tanıtımını yapmıştık bir derste. Tıpkı Dune:Çöl Gezegeni gibi Puslu Kıtalar Atlası da zaman zaman tekrar dönüp okuduğum bir kaç romandan biridir. Yakın zamanda tekrar okuyacağım. Burada da bahsederim. Fakat bu sefer konumuz, romanın kendisinden ziyade çizgi roman uyarlaması.

    İlban Ertem, Türk karikatür aleminin eskilerinden, Gırgır'da, Oğuz Aral ile uzun süre çalışmasının ardından Fırt, Hıbır ve Avni'de de çizerlik yapmış ve tek karelik espriler yerine uzun soluklu öyküler çizmiştir. Daha çok çizgi roman (kendisi resimli roman diyor) anlatımı çerçevesinde eserler veren İlan Ertem, 90'larda karikatür alemini terk ediyor. Bodrum'daki evinde çalışmalarına devam ediyor. Yıllar sonra Puslu Kıtalar Atlasını okurken içinde bir çizgi roman alevinin ilk kıvılcımları beliriyor. Başlıyor çalışmaya ve sonunda dev bir çizgi roman çalışması ortaya çıkıyor. Buradan, bahsettiklerimi çok daha detaylı ve zevkli bir şekilde izleyebilirsiniz.


En solda eşimleyim.


    2015 yılında Ankara Cer Modern'deki bir etkinlikte kendisiyle tanışma ve kısa da olsa sohbet etme imkanı bulmuştum. Genç ve orta yaşlı çizerlerin Puslu Kıtalar Atlası çizgi romanından sahneler seçerek yorumlamasını izlemiştik. Soru cevap şeklinde bir sohbet olmuştu. Levent Cantek'in sunumuyla gerçekleşen etkinlik yaşamımdaki en güzel izlerden biri oldu. Her ne kadar Memo Tembelçizer ve Kenan Yarar'la olan tanışma ve kısa diyaloğum büyük hayal kırıklığı yaratmış olsa da. Neyse.

Çizgi roman uyarlaması kapağı.
     İlban Ertem'in çizgileride Gırgır ekolünün izlerini rahatlıkla görebiliriz. Bu durum, söz konusu esere, kendine has bir çizgi tadı kazandırmıştır. Fakat İlban Ertem'in çizgilerinin, böyle bir uyarlama için uygun olmadığı kanısındayım. Kitaptaki karanlık tonu ve ciddi içeriği yumuşattığını düşünüyorum. Bununla birlikte çizgi romanı aldığım gün, ona ninni söyleyip üstünü örtüp yatırma isteğimi zar zor engelledim. Muazzam bir çalışma olarak kitaplığımın en güzel parçalarından biri olacak her zaman. Açıp çalışacağım kareleri olacak.

Roman kapağı
     Bununla birlikte İlban Ertem'in bu büyük emeğinin beklenen ilgiyi ve etkiyi yaratmadığını görmek de beni üzdü. Editör, çizgi roman yazarı ve araştırmacısı/uzmanı diyebileceğimiz Levent Cantek'in, bu eserin yayınlanmasında büyük emeği var. Kendisi ile ilgili internet aleminde bir çok olumlu olumsuz bilgi ve eşleştiri var ama konumuz bu değil.

    Puslu Kıtalar Atlası, Osmanlı döneminde geçiyor. Binbir çeşit karakterin, hikaye boyunca okuyucuyu hayretler içerisinde bırakarak maceranın içine sürüklediği ve baş karakterin roman boyunca geçirdiği fiziksel ve ruhsal değişiklikle bizim de zihnimizi değiştirdiği, roman boyu yer yer yoğunlaşan felsefi anlatımın, finalde tavan yaptığı, fantastik unsurların mükemmel bir şekilde anlatıma tad kattığı bu çalışmayı okumak (seyre dalmak), edebiyat uğraşında olan herkes için hayat boyu iz bırakacak bir deneyim bence.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder